Kuran sunduğu iman, koyduğu ilkeler, emirleri, yasakları, tavsiyeleriyle zihinleri inşa etmektedir. Unutmamalıyız ki bu zihin inşası 7. yüzyılda insanlara ulaşmış bir kitap ile olmaktadır. Önceden ele alınan, Kuran’ın, insanların hayatının merkezine Allah’ı koyması, olağanüstülükleri, tarihte oynadığı rol ve anlam vermesi gibi önemli özelliklerinin yanına Kuran’ın çağını aşan şekilde zihinleri inşa etmesini de eklemeliyiz. Gerçekten de Kuran, insanlarla buluştuğu çağda, o
(daha&helliip;)
Profesör Caner Taslaman Türk televizyon tarihinde ateistlerle en çok tartışan kişidir. Bu yazımızda, Taslaman’ın, Ayşe Hür ile olan tartışmasına yer vereceğiz. 1- TARTIŞMA Ayşe Hür: Peki, Güneş sistemi var mı Kuran’da? Güneş’in sabit durduğu dünyaların etrafında döndüğü yok mesela, aksine sabit evren modeli var Kuran’da. Caner Taslaman: Siz, Güneş, sabit mi duruyor sanıyorsunuz? Ayşe Hür: Eee, Kopernik’e kadar İslam bilim
(daha&helliip;)
Kuran sunduğu iman, koyduğu ilkeler, emirleri, yasakları, tavsiyeleriyle zihinleri inşa etmektedir. Unutmamalıyız ki bu zihin inşası 7. yüzyılda insanlara ulaşmış bir kitap ile olmaktadır. Önceden ele alınan, Kuran’ın, insanların hayatının merkezine Allah’ı koyması, olağanüstülükleri, tarihte oynadığı rol ve anlam vermesi gibi önemli özelliklerinin yanına Kuran’ın çağını aşan şekilde zihinleri inşa etmesini de eklemeliyiz. Gerçekten de Kuran, insanlarla buluştuğu çağda, o
(daha&helliip;)
“Güneş de bir karar yerine doğru akıp gitmektedir. Bu Üstün Olan ve Bilen’in takdiridir.” (Yasin Suresi, 38. Ayet) Tarihin çok uzun bir döneminde insanlar Dünya’yı sabit, Güneş’i ise Dünya’nın etrafında dönüyor zannetiler. Sonra Kopernik ile başlayan süreçte ise insanlar Güneş’in sabit bir şekilde ortada durduğunu, Dünya’nın ise sabit bir Güneş’in etrafında döndüğünü zannettiler. Bilimde devrim sayılan bu keşif çok önemliydi
(daha&helliip;)
İnsanların kendi elleriyle yaptıkları yüzünden karada ve denizde bozgun çıktı. Yaptıklarının bir kısmını kendilerine tattırmaktadır ki vazgeçsinler. (Rum Suresi, 41. Ayet) İnsanoğlu yüzyıllardır çevresine ve doğaya verdiği zararların bedelini ödemektedir. Kişisel hırslarla, daha çok kazanmak arzusuyla, tembellikle, sorumsuzlukla doğaya zarar verenler kendilerinin doğanın bir parçası olduklarını ve verdikleri zararın kendilerine döneceği gerçeğini gözardı etmişlerdir. Yüzlerce yıldır çevreye verdiği zarardan çok
(daha&helliip;)
Tarihselci görüşte olanlar, Kuran’ın hitabını o dönemdeki dar bir Arap coğrafyasına hapsetmeye çalışırken karşılarına önemli sorunlar çıkıyor. Bunlardan biri, Kuran’ın, Peygamberimizin döneminde içeriğinin doğruluğu tam olarak takdir edilemeyecek fakat günümüzde içeriğinin doğruluğu bilimsel verilerle anlaşılmış ayetler içermesi. Kuran’da böyle ifadelerin var olduğu gösterilirse, Kuran’ın sırf o dönemin Araplarına inmiş bir metin olmadığı anlaşılabilir (paradigmaları çöker) endişesiyle, (bunlar Kuran’ın İlahiliği için
(daha&helliip;)
Pi sayısı sonsuzluk ile özdeşleştirilir genel olarak ve 3.1415 şeklinde gösterilir. Kuran ayetlerinde neye karşılık geldiğine bakayım bu sayıların dedim. Acaba sonsuzluk diyarı cenneti ve sonsuz yaşamı anlatan ifadeler mi çıkacak karşımıza diye. Evet gerçekten de öyle oldu: 3: 14-15 3:14 Kadınları, çocukları, yığınlarla altın ve gümüşü, eğitilmiş atları, davarları ve ekinleri sevmek gibi zevkler insanlara alımlı görünür. Bunlar dünya
(daha&helliip;)
Kuran bir kez daha haklı çıktı Dünyaya düşen ve hasar veren meteorlar yerden bakınca bulut gibi gözüküyor. Videolarda ve haberlerde bunu rahatça görebilirsiniz: https://www.mynet.com/kuba-da-meteor-heyecani-arastirma-baslatildi-190101138372 “Görgü tanıkları, gökyüzünde bir duman bulutu gördüklerini kaydetti.” Ve Kuran’da insanların yeryüzüne düşmekte olan gök taşını/meteoru buluta benzeteceği bildirilmekte: 52:44 Gökten bir parçanın düştüğünü görseler şöyle derler: “Üst üste yığılmış bulutlar!” *** Yeni bir Kuran mucizesi
(daha&helliip;)