Salat kelimesinin namaz anlamına gelmediğini sadece ‘Dua, Allah’a boyun eğme, kitaba uymak, yardımlaşmak, destek’ gibi anlamları olduğunu, bildiğimiz anlamda namazda ifa edilen fiziki hareketleri kapsamadığını iddia eden hatta namaz batıl dinlerin uygulamasıdır diyenler var. Evet salat kelimesi ‘Dua, Allah’a boyun eğme, kitaba uymak, yardımlaşmak, destek’ gibi anlamlara da gelir ama namaz değildir diyebilir miyiz? Namaz kelimesinin Kuranda geçmediği de doğrudur, günümüzde namazın ilmihal kitapları ile dua sıralarına, rekat sayılarına, şöyle yapılırsa bozulur, böyle olursa kabul olmaz gibi Kuranda bulunmayan ritüel ve kurallara hapsedildiği de doğrudur ama verilen isim ve uydurulan kurallar bir yana sadece yapılan ibadeti düşünelim bugünkü şekliyle kıyam, rukü, secde hareketlerini kapsayan bir ibadet Kuran’da yoktur diyebilir miyiz? Kuran ayetleri üzerinden konuyu inceleyelim: (Meallerde namaz olarak çevirilen bölümler aşağıdaki ayetlerde orjinal kelime olan ”salat” şeklinde yazılmıştır.)
Nisa
101: ‘Yeryüzünde adım attığınızda, kafirlerin size bir kötülük yapmalarından korkarsanız, salatı kısaltmanızda sizin için bir sakınca yoktur. Şüphesiz kafirler, sizin apaçık düşmanlarınızdır.’
Bu ayette tehlike hissedersek Salat ibadetimizi kısaltabileceğimiz bildiriliyor. Salat sadece ‘Dua, Allah’a boyun eğme, kitaba uymak, yardımlaşmak, destek’ gibi anlamlara gelse bu kısaltma izni ne ifade eder? Allah’a boyun eğme, kitaba uymak zaten zaten İslamın gerekleri, bunların kısaltması gibi bir ifade olabilir mi? Burada salatı sadece dua anlamı ile daraltsanız da olmaz çünkü duayı yürürken bile yapabilirsiniz hatta ezberiniz varsa yürürken Kuran bile okuyabilirsiniz, sonuçta fiziki bir hareket gerektirmiyor.
Nisa
102: ‘Sen onların arasında bulunup onlara salatı ikame ettirdiğinde içlerinden bir grup seninle birlikte namaza dursun ve silahlarını da yanlarına alsınlar. Bunlar secde ettikten sonra arkanıza geçsinler ve salat etmemiş olan diğer grup gelip seninle birlikte salat etsinler. Bu arada tedbirlerini alsın ve silahlarını da yanlarında bulundursunlar. Kâfirler sizin silahlarınızdan ve eşyalarınızdan gafil olmanızı ve üzerinize baskın yapmayı isterler. Yağmurdan dolayı sıkıntınız olur veya hasta olursanız silahlarınızı bırakmanızda sizin için bir sakınca yoktur. Ancak tedbirinizi alın. Allah kâfirler için aşağılayıcı bir azap hazırlamıştır.’
Ayette savaş sırasında Peygamber ve müminlerin namaz kılarken tedbirli olması öğütleniyor. Bir gurup Peygamber ile birlikte ‘salat’ yani namaz ibadeti için ‘secde’ ederken diğer gurup onları koruyor sonra yer değiştiriyorlar. Ayeti Arapçasından da inceleyin ‘salat’ ve ‘secde’ kelimelerini net olarak göreceksiniz. Salat sadece dua anlamına gelse neden secde ediliyor? Secde eden grup ile diğer grubun yer değiştirmesi fiziksel anlamda bildiğimiz namazı tarif ediyor. Secde insanın en savunmasız olduğu pozisyon silahlı grup ile nöbetleşe yapılmasıda bu sebepten.
Nisa
103: ‘Salatı ikame ettikten sonra ayakta, oturarak ve yan yatarken Allah’ı anın. Güvene kavuştuğunuz zaman ise salatı gereğince edin. Salat müminlerin üzerine belli vakitlerde yerine getirilmek üzere farz kılınmıştır.’
Salat sadece ‘Dua, Allah’a boyun eğme, kitaba uymak, yardımlaşmak, destek’ gibi anlamlara gelse belirlenen vakit ne anlama gelir? Bunlar zaten İslam’ın ve Müslüman olmanın gerekleri olduğuna göre bunun vakti mi olur?
Fetih
29: ‘Muhammed Allah’ın elçisidir. Beraberinde bulunanlar da kâfirlere karşı çetin, kendi aralarında merhametlidirler. Onları rükû ve secde ederken görürsün. Allah’tan lütuf ve rıza isterler. Onların nişanları yüzlerindeki secde izidir……….’
Bazılarının iddia ettiği gibi salat sadece ‘dua, Allah’a boyun eğme, kitaba uymak’ gibi anlamlara gelse insanların yüzlerindeki secde izi ne anlama gelir? Ayrıca bu ayet içinde secde ile birlikte kullanılan rukü kelimesine de dikkat edin. Ayet secde kelimesine farklı anlamlar yükleyenlerede cevap niteliğindedir.
Kuranda daha pek çok ayette secde, rükû, kıyam geçer ve topluca yani cemaat olarak kılınması da teşvik edilir.
Ali İmran
43: ‘Ey Meryem! Rabbine gönülden itaatte bulun, secde et ve rüku edenlerle birlikte rüku et.’
Rukü kelimesi dini terimde namazın kılınışında bir hareketi ifade ettiği gibi sözlükte de eğilmek anlamındadır fiziki bir hareketi ifade eder. Salat sadece ‘Dua, Allah’a boyun eğme, kitaba uymak, yardımlaşmak, destek’ gibi anlamlara gelse eğilmek neden? Bu ayette geçen ‘rüku edenlerle birlikte rüku et’ ifadesi cemaat halinde kılınan namaza işarettir. Görüldüğü gibi toplu bir şekilde yapılan bir fiziki hareket var.
Vakit bildiren ayetleri de okuyalım:
Kaf
40: ‘Gecenin bir kısmında ve secdelerin arkasından O’nu tesbih et.’
Ayette hem bir zaman diliminden bahsediliyor hemde secde kelimesi burada çoğul olarak kullanılıyor. (Sucûdi)
Hûd
114: ”Gündüzün iki tarafında ve gecenin yakın saatlerinde salatı ikame et. Şüphesiz iyilikler, kötülükleri giderir. Bu, öğüt alanlara bir öğüttür.”İsra
78 : ”Güneşin sarkmasından gecenin kararmasına kadar salatı ikame et ve sabah Kuran’ınıda, çünkü sabah Kur’an’ı, şahid olunandır.”Bakara
238: ”Salatı ve orta salatı koruyun ve Allah’a karşı gönülden boyun eğici olun.”
Salat sadece ‘dua, Allah’a boyun eğme, kitaba ve emirlere uymak’ gibi anlamlara gelse bunun vakitleri olabilir mi? Bu vakitler dışında muaf mıyız bunlardan?
Birde abdesti anlatan ayete bakalım:
Maide
6: ‘’Ey iman edenler! salata kalktığınız zaman yüzlerinizi ve dirseklerinize kadar ellerinizi yıkayın, başlarınızı meshedin ve topuklarınıza kadar ayaklarınızı da. Eğer cünüp iseniz yıkanın. Eğer hasta yahut yolculukta olursanız veya sizden biri tuvalet ihtiyacını görmüş ya da kadınlara dokunmuş olup da su bulamazsanız temiz bir toprakla teyemmüm edin. Onunla yüzlerinizi ve ellerinizi meshedin. Allah size zorluk çıkarmak istemez; ancak sizi temizlemek ve üzerinize nimetini tamamlamak ister. Umulur ki şükredersiniz’’
Salat sadece ‘Dua, Allah’a boyun eğme, kitaba uymak, yardımlaşmak, destek’ gibi anlamlara gelse bu el ayak yıkamak neden? Zaten dinin gereği olan şeyler için el-ayak yıkamak mı gerekir? Ayetteki ‘salata kalktığınızda’ ifadesine dikkat edin farklı bir hale geçileceği açıkça belirtiliyor.
Namaz kelimesinin Kuranda geçmediğini biliyoruz ama sadece kelime anlamları üzerinden gidersek Kuranda ‘Peygamber’ kelimesi de geçmediği için onu da reddetmemiz gerekmez mi? Kuran’da defalarca geçen ‘rukü,secde,kıyam’ kelimelerine farklı anlamlar yükleyerek namaz Kuran’da yoktur diyenlerin ‘Resul, Nebi’ kelimelerini de farklı düşünmeleri ve Kuran’da peygamber yoktur diyerek tıpkı namaza yaptıkları gibi Resulleri de inkar etmeleri gerekmez mi?
Özet olarak salat kelimesinin geçtiği ayetlere bakıldığında görüyoruz ki insanlar salatın ikame edilmesi sırasında savaşta dönüşümlü olarak birbirlerini koruyor, belirlenmiş vakitlerde yapıyor, abdest alıyor, yüzlerinde secde eseri iz oluşuyor, bunu fiziki hareketler ile yapıyor(rukü,secde,kıyam) ama bazılarının yaklaşımında bu bir türlü bildiğimiz anlamda namaz ve secde etmek anlamına gelmiyor.
Secde etmek sadece İslam ile birlikte gelmiş bir ibadet şekli değildir. Yahudi, Hristiyan ve Budistler tarafından da yapılmaktadır. Hatta kabile dini denilen toplumlar da bile secde bulunmaktadır. Secde Allaha boyun eğmenin ve teslimiyetin fiziken gösterilen en güzel şeklidir. Rüku,secde ve kıyam dua okunarak yapılır bunun ismide salatı ikame etmektir yani namazdır.
Kuran ışığında değerlendirildiğinde ”Kuranda namaz yoktur, salat namaz değildir, salat sadece dua, Allah’a boyun eğme, kitaba uymak, yardımlaşmak, destek anlamlarına gelir demenin hiç bir mantıki temeli olmadığını görüyoruz. Bu kadar açık ayet hükümleri var iken ‘salat’ namaz değildir demenin insanı hangi konuma düşürdüğünü tahmin edersiniz.
‘Salat namaz değildir’ iddiasında bulunanların şu soruya samimiyetle cevap vermesini istiyorum. Namazı reddetmenizin sebebi Kurandan yeterli delili bulduğunuza inanıp gerçekten kalben tatmin olarak böyle olduğunu düşünmeniz mi yoksa içinde abdest de bulanan ve günün belli vakitlerinde uygulanan bu ibadetin nefsinize ağır gelmesi sebebiyle kendinizi kandırma ve vicdanınızı rahatlatma çabası mı?